Ahiret Tarlası

Ahiret Tarlası

Fahr-i Kâinat Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Dünya ahiretin tarlasıdır” (Aclûnî; Münâvî). O halde bu tarlayı doğru ekip biçmek ve kârlı hasadı elde etmek gerekir. Bu da Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmekle gerçekleşir. İslâm bu emir ve yasakların bütünüdür. Bu bütüne teslim olan, yolun gereklerini yerine getiren kişinin bahtı açık, yüzü aydınlıktır.

Ahiret Tarlası
Ahiret Tarlası

Allah Teâlâ insanı akıl, hafıza ve zekâ gibi özelliklerle donatmış ve bunları görme, duyma, tatma, dokunma ve koklama gibi duyularla desteklemiştir. Aynı zamanda hayal etme ve düşünme de kişinin söz konusu kabiliyetlerine dahildir. Bütün bunlar kişinin şuur, fikir ve ilim sahibi olmasını sağlayan özelliklerdir.

Kişi öncelikle faydalı ve gerekli bilgilerle donanmalı, cehaletten kurtulmalıdır. İlim mümin için bir hedeftir, ayırt edici bir özelliktir. Fakat bilgi, hayırlı amellere, güzel ahlâka yakınlaştırıcı olmalıdır. Aksi halde amelsiz ilim, sahibine fayda vermez hatta sorumluluğunu artırır.

Daha dünyada iken ahiretimizi düşünüp ömür sermayemizi ona göre değerlendirmeliyiz. Kısa dünya hayatı ve dünya zevkleri için sonsuz bir hayat feda edilmez. Akıllı insan elbetteki bunu düşünür.

Dünya bir melanettir. Allah cc. lanet etmiştir. Lakin O’nun rızası için olan şeyler müstesna tutulmuştur. Hesabımızı iyi yapıp sonsuz hayatın kapılarını aralarken menfaatimize olacak olanı tercih etmeliyiz.

Tasavvufi hayat insanın dini iyi yaşamasını sağlar. Rotasını çizerken doğru yola çıkmasını öğretir. Ehli sünnet vel-cemaat çizgisinden sapmadan bir sürebilmek ne güzeldir.

Ahiret tarlası dünyada ekilir, mizanda hasata çıkılır, ahirette hasat edilir. Söyleyen doğru söylemiş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir