İbadette Tevazu

İbadette Tevazu

İbadetler konusunda hassas davranmanın yanında, tevazunun elden bırakılmaması, kişinin yaptıklarıyla kibirlenmemesi, kendini hiç yeterli görmemesi gerekir. Müslüman ne kadar aciz bir kul olduğunu, her zaman hata edebilecek olduğunu aklından çıkarmaz. Bu nedenle Allah Tealâ’ya hep tövbe eder, O’na layık kulluğu yapamayacağını itiraf ederek af diler. Bütün iyiliği, güzel sonuçları kendi cüz’î gücünden değil, Allah’tan bekler.

İbadette Tevazu

Kalbi uyanık mümin ne kadar çok ibadet etse de ameline güvenmez. Çok uzun bir zaman boyunca ibadet eden İblis’in kibirlenince lanetlendiğini bilir. Âdem Aleyhisselam’ın oğlunun bir hata yaparak ne duruma düştüğünden haberdardır. Belam bin Baura da inanmış ve âlim bir kimse iken şeytanın vesvesesine kanıp nefsinin hevasına uymakla son nefesini imansız vermiştir. Kur’an-ı Kerim’de onun gibiler soluyan köpeklere benzetilmişlerdir.

Mahşer günü olacaklar karşısında insanın gücü yok. İnsanın elinden gelen tek şey, bu dünyadayken kul olduğunu, her şeyiyle O’na muhtaç olduğunu bilmesi ve O’ndan affını, merhametini dilemesidir.

İbadette Tevazu yüceltir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir