Ateşten Gömlek Ayrıntılı Tahlili

KİTABIN    ADI:    ATEŞTEN GÖMLEK
KİTABIN    YAZARI:    Halide Edip ADIVAR
YAYINEVİ:    Atlas Kitabevi
BASIM       YILI:    1995

1.KİTABIN KONUSU

Roman, Kurtuluş Savaşı yıllarında geçmektedir ve o zamanın koşullarıyla birlikte bir gencin yaşadıklarını anlatmaktadır.

2.KİTABIN ÖZETİ

Peyami, Dışişleri ile uğraşan bir gençtir. Bacaklarını küçükken kaybetmiştir. Hatıralarını yazdığı sıralarda, jafasında olduğu düşünülen bir kurşunun ameliyatla çıkarılmasını beklemektedir.
Peyami’nin uzak bir akrabası olan Ayşe, İzmir’den, onunla evlendirilmek üzere İstanbul’a davet edilmiş, ama Peyami istememiştir. Bunun üzerine, onuruna çok düşkün olan Ayşe,uzun bir süre Peyami ve ailesi ile görüşmemiştir. Nitekim bir başkasıyla evlenir. Ayşe’nin kardeşi Cemal de subay olan akrabadır. Harbiye Nezareti’ndeki Binbaşı İhsan’la Mütareke’nin ilk zamanlarından beri çok iyi anlaşmaktadırlar. O sırada hepsi İstanbul’da bulunmaktadırlar. Peyami’nin annesi Şişli’deki salonuyla o günlerin kibar kadınıdır.Ayrıca otorite sahibi bir kadındır.O günlerde gerici hareketlere karşı kadıları bir araya toplayarak onları aydınlatmaktaydı. Bir gün, İzmir’e yunanlıların çıktığı haberi gelir. Ayşe’nin kocasını, küçük oğlunu, birçok masum insanla birlikte süngülemişlerdir. Ayşe, İstanbul’a Peyami’lere gelir.

İhsan’la Cemal, Sultan Ahmet Mitingi’nden sonra Anadolu’ya geçerler. Peyami ve Ayşe de bir süre Peyami’nin hastalığı nedeniyle istanbul’da kalıp daha sonra Anadoluya geçmişlerdir.İhsan ve Cemal burada bir çete kurmuşlardır. Başka bir devletin himayesine girmek isteyen köyleri yola getirirler.İhsan,Peyami’yi, dil bilgisinden yararlanmak üzere, tercüman olarak Milli Müdafaa’ya verir.Ayşe de hemşire olmuş, Eskişehir’e gitmiştir. İhsan, sessiz ve taş bir bir insan gibi, yorulmak bilmeden çalışır durur. Hepsi Ayşe’nin İzmir kızının peşinde, İzmir yolunda ölmeye söz vermişlerdir.
Peyami büyük bir uğraştan sonra, kendini İhsan’ın komutası altındaki birliğe verdirir.İhsan bir akşam Peyami’ye Ayşe’yi nasıl yana yana sevdiğini anlatır.İkinci İnönü Savaşı’nda alayının başında, başını kurşunlara uzatarak ölümü beklemiştir. Metristepe’de göğsünden bir kurşunyiyerek bayıldığı an herşeyin bittiğine hükmetmiştir.
İhsan bir saldırı sırasında, bir makineli ateşiyle vurulur. Peyami’nin kolları arasında hayatını kaybeder. Hemşire Ayşe de bu saldırıda hayatını kaybedenler arasındadır.
Peyami, Ayşe ile İhsan’ı Gökçepınar’da yanyana gömdürür.Niyeti İzmir’e en önce girip, bunu Gökçepınar’da yatan Ayşe’ye anlatmaktır.
Peyami’nin hatıra defteri burada biter.Ameliyattan sonra Cebeci Hastahanesi’nin iki doktoru bu konuda konuşurlar. Yedek Asteğmen peyami Efendi’nin kağıtları incelenmiştir. Ne İhsan isminde bir alay komutanı bulunmuştur, ne de Ayşe adında bir hemşire.Peyami’nin akrabası da bulunmamıştır. Bunun üzerine iki doktor, hatıra defterindeki olayların, kafasına kurşun girmesinden ileri gelme hayaller olduğuna karar verirler.

3.KİTABIN ANA FİKRİ

Kitapta, üzerinde yaşadığımız vatanımızın ne güçlüklerle bağımsızlığına kavuşturulduğu anlatılmaktadır.bu uğurda herne şartta olursa olsun canla başla mücadele etmemiz gerektiği fikrini çıkarabiliriz.

4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Kitapta genel olarak üç şahıs rol oynamaktadır:
PEYAMİ :Bacakları olmayan bir genç olmasına rağmen azimli bir kişiliğe sahip.Dış işleri ile uğraşmış daha sonra da kurtuluş savaşı yıllarında Milli Müdafa kuvvetlerinde görev alarak anadoluda bir çok yere gitmiştir.
AYŞE  :Peyami’nin akrabası.Aynı zamanda çok gururlu bir kadındır.Kurtuluş Savaşında hemşire olarak kayseriye gitmiştir.Bir düşman taarruzunda makinalı tüfek ateşiyle öldürülmüştür.
İHSAN:Binbaşı rütbesinde bir subaydır. Anadolu’da Mücadele hareketine katılmıştır.Ayşe’yi sevmektedir ama bunu Ayşe’ye söyleyemez. Bir muharebede şehit düşer

5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER

Romanda Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşanan olaylar degişik bir olay çerçevesinde,akıcı bir şekilde anlatılmaktadır.Yazar yaşanan acıları olduğu gibi anlatmak yerine kişiler üzerinden anlatarak kitabı daha da ilginç kılmıştır.

6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ

İstanbul’da doğdu. Kimi kaynaklara göre doğum yılı 1884’tür. İngiliz terbiyesiyle yetişmesini isteyen babası onu Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nde okuttu. Orada Rıza Tevfik’den (Bölükbaşı) Fransız edebiyatı dersleri aldı ve Doğu’nun mistik edebiyatını dinledi. Sonradan evlendiği Salih Zeki’den de matematik dersleri alıyordu. Koleji 1901’de bitirdi. 1908’de gazetelere yazmaya başladığı kadın haklarıyla ilgili yazılardan ötürü gericilerin düşmanlığını kazandı. 31 Mart Ayaklanması’nda bir süre için Mısır’a kaçmak zorunda kaldı.1909’dan sonra eğitim alanında görev alarak öğretmenlik, müfettişlik yaptı. Balkan Savaşı yıllarında hastanelerde çalıştı. Gerek bu çalışmaları, gerekse müfettişliği sırasında İstanbul semtlerini dolaşması, ona çeşitli kesimlerden insanları tanıma fırsatını verdi. 1919’da Sultanahmet Meydanı’nda, İzmir’in işgalini protesto mitinginde yaptığı etkili konuşma ünlüdür. 1920’de Anadolu’ya kaçarak Kurtuluş Savaşı’na katıldı.

ESERLERİ:
Roman: Heyula, 1909; Raik’in Annesi, 1909; Seviye Talip, 1910; Handan, 1912; Yeni Turan, 1912; Son Eseri, 1913; Mev’ud Hüküm, 1918; Ateşten Gömlek, 1923; Vurun Kahpeye, 1923; Kalb Ağrısı, 1924; Zeyno’nun Oğlu, 1928; Sinekli Bakkal, 1936; Yolpalas Cinayeti, 1937; Tatarcık, 1939; Sonsuz Panayır, 1946; Döner Ayna, 1954; Akile Hanım Sokağı, 1958; Kerim Ustanın Oğlu, 1958; Sevda Sokağı Komedyası, 1959; Çaresaz, 1961; Hayat Parçaları, 1963;
Öykü: Harap Mabetler, 1911; Dağa Çıkan Kurt, 1922; Kubbede Kalan Hoş Seda, (ö.s) 1974; Oyun: Kenan Çobanları, 1916; Maske ve Ruh, 1945;
Anı: Türkün Ateşle İmtihanı, 1962; Mor Salkımlı Ev, 1963; Diğer Yapıtlar: Talim ve Terbiye, 1911; Turkey Faces West, 1930; Conflict of East and West in Turkey, 1935; Inside India, 1937; Türkiye’de Şark-Garp ve Amerikan Tesisleri, 1955; İngiliz Edebiyat Tarihi, 3 cilt, 1940-1949; Doktor Abdülhak Adnan Adıvar, 1956.

2 Replies to “Ateşten Gömlek Ayrıntılı Tahlili”

    1. Kesinlikle. Türk Edebiyatında bu kadar önemli bir yere sahip bir kitabın çok az analizinin olması edebiyatımız açısından çok üzücü…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir